Sınava Çalışmayan Salih’in Hikayesi

uyuyanguzel

Sınav zamanı yaklaşıyordu. Salih bu sene YKS sınavına girecekti ama bir türlü bilgisayar oyunlarını bırakamıyordu. Okuldan eve geldiğinde bilgisayar oyunu oynuyor, futbol izliyor; boş vakitlerinde ise arkadaşlarıyla dışarı çıkıp PS cafe’ye gidiyordu.Ailesi, “Evladım, eğer sınavına çalışmazsan iyi bir üniversiteye gidemezsin,” diyordu. Ama bu sözler Salih’in bir kulağından giriyor, diğerinden çıkıyordu. Hayatı laylaylom yaşıyordu. Her şeyin lise bittikten sonra bu kadar kolay olmayacağının farkında değildi. “Bir yere girip çalışırım, asgari ücret kazanırım, o para bana yeter. Ailemin yanında yaşarım,” diye düşünüyordu.

Oysa çalışsa, gerçekten istese başarabilecekti. Ama arkadaşlarının laflarına uyuyordu. “Okusak ne olacak? Ne kadar maaş alacağız? Vasıfsız işlerde daha çok para var,” diyorlardı. Girişimcilik fikirleri düşünüyorlardı ama ellerinde ne sermaye vardı ne de imkân.Zaman geldi çattı. Salih’in çalışmayan dediği arkadaşları iyi üniversitelere yerleşmişti. Hatta “ders çalışmıyorum” diyen yakın çevresindekiler bile iyi puanlar almıştı. Şaşkındı. Onların da çalışmadığını sanmıştı.

Lise bitti. Arkadaşları yavaş yavaş farklı şehirlere üniversite okumaya gittiler. Kimisi bilgisayar mühendisliği, kimisi edebiyat öğretmenliği okuyordu. Bazılarının ise babalarının yanında hazır işleri vardı. Zamanla arkadaşlarıyla irtibatı azaldı. Hem uzaklardı hem de Salih, aslında onların gerçek dost olmadığını anlamaya başlamıştı. Yalnız kalmıştı. Ailesinin söyledikleri aklına geliyordu: “Ders çalış, kendini kurtar, oyunlara bu kadar vakit ayırma…”
Keşke daha önce dinleseydi.

Salih, yarı zamanlı bir giyim mağazasında işe girdi. İlk zamanlar heyecanlıydı ama sonra işin zorluğunu gördü. Tüm gün t-shirt katlıyor, müşterilerle ilgileniyor, ayakta saatlerce duruyordu.

İşten eve geldiğinde yorgunluktan yatağa kendini zor atıyordu. Annesi, “Günün nasıl geçti?” diye sorduğunda, “Çok yoruldum, ayaklarım ağrıdı,” diyordu. Salih’in aklında araba almak, gezmek, yurt dışına çıkmak gibi hayaller vardı. Ama bir şeyi unutuyordu: Kolay para kazanmak diye bir şey yoktu. Emek vermeden, zorlanmadan para kazanılamayacağını çalışırken yavaş yavaş öğrenmeye başlamıştı.

Artık aklında bir şey daha vardı: “Gelecek sene YKS’ye hazırlanacağım. Bu kez gerçekten çalışacağım ve üniversiteye gideceğim.”
Geç kalmışlık hissi vardı. Arkadaşlarının ondan önde olduğu düşüncesi içini kemiriyordu. Ama artık bir hayat tecrübesi kazanmıştı. Anlamıştı ki; bu işlerde kazandığı para ne ona yetecekti ne de hayallerine yaklaştıracaktı.

Üniversite okurken yine yarı zamanlı işlerde çalışabilirdi. Ama bu kez bir amacı, bir hedefi olacaktı. Kendine güveni az da olsa yeşermeye başlamıştı. Kendi yolunu çizmenin vakti gelmişti. O gece yatağa uzandığında ilk kez oyunları değil, çalışma planını düşünerek uykuya daldı. Ve belki de bu, Salih’in hayatındaki gerçek başlangıçtı. Salih biraz dinlendi ama alışkanlıklarını da temelli değiştirmeye karar verdi. Artık oyunları tamamen bırakmamıştı, ama onları bir ödül gibi görüyordu. Günlük çalışma hedeflerini tamamlamadan bilgisayar oyunu oynamıyordu. Saat tutuyor, 2 saatten fazla başında durmuyordu. Kendine söz vermişti, kontrolsüzlüğe bir daha asla izin vermeyecekti. Üstelik artık bilgisayarı sadece oyun için değil, bilgi için de kullanıyordu. Youtube’da kimya videoları izliyor, üniversiteler hakkında araştırmalar yapıyor, forumlarda sınav stratejilerini inceliyordu. Zamanla kimya konularına daha çok ilgi duymaya başladı. Moleküllerin yapısı, tepkimeler. Haftalar geçtikçe deneme sınavlarında netleri artmaya başladı. Başta 3 doğru yaptığı matematikte artık 12-13 doğru yapıyordu. Her küçük başarı ona motivasyon veriyor, içinde yeni bir umut büyüyordu.

Zaman hızla geçti. Takvimler Haziran ayını gösterdiğinde, sınav günü gelip çatmıştı. Elinde giriş belgesi, sırtında bir yılın emeğiyle sınav salonuna girdi. Kalbi çarpıyordu ama bu kez korkudan değil; hazır olduğunu bilmenin verdiği iç huzurdan.

Sınavdan çıktığında yorgundu ama umutluydu. Ne olursa olsun denemişti, mücadele etmişti. Artık hiçbir pişmanlığı yoktu.

Sonunda sonuçlar açıklandı. Salih aldığı puanı görünce gözlerine inanamadı. Türkiye genelinde ortalamanın çok üzerindeydi. Tercih döneminde hayali olan bir devlet üniversitesinin Kimya Mühendisliği bölümüne yerleşti. Ailesi onunla gurur duyuyordu. Salih ise en çok kendisiyle gurur duyuyordu. Çünkü ne kadar geç olursa olsun, hayatı boyunca unutamayacağı bir şey öğrenmişti:

“Başlamak için en doğru zaman, gerçekten karar verdiğin andır.”

Light