Bir zamanlar, sakin ve masmavi sularla dolu bir denizde, parlak pullarıyla ünlü küçük bir balık yaşarmış. Adı Fırfır’dı. Fırfır ailesiyle birlikte yüzmeyi seven turuncu renkte bir balıktı. Annesi ve babası ona uzaklara gitmemesini söylerdi ama kendisi nehirlerin akıntılarına karşı koyabilen, cesur ve meraklı bir balıktı. Her gün, denizin derinliklerindeki sırları keşfetmek için maceradan maceraya atılırdı.
Bir gün, Fırfır’ın merakı onu denizin en uzak köşelerine sürükledi. O kadar uzağa gitmişti ki, artık yolunu kaybetmişti. Dönüp baktığında, tanıdık manzaraları göremedi ve bu onu huzursuz etti. Ne kadar dolaşsa da doğru yolu bulamadı. O, kaybolmuştu.
Fırfır, çaresizce etrafına bakındı. Ne yapacağını bilemiyordu. Sonunda, denizin dibinde ki bir mağaranın gizemli girişini fark etti. İçgüdüleri ona buraya girme konusunda bir his verdi. Belki de doğru yolu bulabilirdi, düşündü.
Mağaraya doğru yüzmeye başladı. Mağara onu okyanusa çıkardı, ailesi okyanusa gitmeme konusunda onu uyarmıştı çünkü okyanusta devasa büyük balıklar vardı ve tehlikeliydi. Fırfır küçük bir balıkken çok büyüyeceğini hayal ediyordu ama kendisi büyük balıklar gibi değildi bir yunus balığı kadar bile değildi.
Okyanus da köpek balıkları, balinalar, vatozlar, ahtapotlar tehlikeli balıklar vardı. Fırfır bir deniz kaplumbağası gördü ona eve nasıl varacağını sordu tam o sıra bir okyanus akıntısı başladı, Fırfır hiç bir yere tutunamıyordu solungaçları ile nefes alması hızlandı küçük yüzgeçlerini akıntıya karşı çırpıyordu sonunda bir mercana tutunabildi. Deniz kaplumbağası uzaklara gitmişti.
Yanına akıntı ile küçük balık geldi Fırfır’dan korktu ama Fırfır ona merak etme ben sana zarar vermem dedi, yolumu kaybettim bana yol gösterir misin diye sordu. Küçük balık Kayle ben buraları çok iyi bilirim dedi; Fırfır nerelerden geldiğini anlattı Kayle onu dinledi ve birlikte yol almaya başladılar. Kayle küçük, hızlı ama sırtı sert bir balıktı güçlüydü. Kayalara yada mercanlara çarpsa da bir şey olmuyordu, okyanus sularına alışıktı.
Tatlı sularda, denizlerde de yüzmüştü. Birlikte giderken arkalarında bir anda büyük mavi balina gördüler okyanusu yararcasına peşlerinden geliyordu sanki, ama mavi balinanın amacı Kayle ve Fırfırı yakalamak değil, bir köpek balığını yakalamaktı. Fırfıra Kayle arkasına bakmamasını söylüyordu.
Mağaranın çıkışına yaklaşmışlardı ama mavi balina onlara çok yetişmişti, son anda bir deniz kaplumbağa sürüsü geldi akıntıyı farklı yöne çektiler ve o sıra Fırfır’ın en başında karşılaştığı deniz kaplumbağa ona göz kırptı Kayle ve Fırfır mağaranın çıkışından geçtiler ve masmavi suları olan denize tekrardan girdiler. İkiside rahat bir nefes almıştı çok korkmuşlardı ama kaplumbağanın bu iyiliği onları çok mutlu etmişti. Kayle Fırfır’dan küçük olduğu için öyle bir yüzüyordu ki Fırfır ona yetişemiyordu arada yavaşlamasını söylüyordu.
Fırfır sonunda tanıdık yerlerine gelmişti. Kayle ile ailesini tanıştırdı, nerelerden geldiklerini anlattı. Fırfırın alesi çok korkmuştu onun için endişelenmişlerdi Kayle’ye çok teşekkür ettiler. Fırfır Kayle ile arkadaş oldu Kayle onları ziyaret edeceğini söyledi.