Bir gün Efe, renkli arabalarıyla oynarken kardeşi Elif’in yanına gitti. Elif, minik mutfak setiyle oyalanıyordu ve oyuncak tabakları, kaşıkları ile kendi küçük dünyasını kurmuştu. Efe, kırmızı arabalarını alarak Elif’e yaklaştı.
“Efe: Elif, gel beraber arabalarla oynayalım! Kırmızı arabalarımla kendi araba galerimizi kurabiliriz.” dedi.
Elif, küçük çamaşır makinesi şatosunun yanında oyuncak tabakları ve kaşıklarıyla oynayarak cevap verdi: “Elif: Teşekkür ederim Efe, ama benim şu anda kendi dünyamda bir mutfak şatosu var. İçinde bir sürü lezzetli yemek var ve ben burada mutluyum.”
Efe, Elif’i ikna etmeye kararlıydı. “Efe: Ama Elif, düşünsene; seninle birlikte araba galerimizi kurabiliriz! Her türlü renk ve modelde arabalarımızı sergileyebiliriz. Hem senin mutfak şaton da burada olabilir, istediğin zaman onunla da oynayabiliriz.”
Elif, Efe’nin önerisine düşündükten sonra gülümsedi. “Elif: Gerçekten mi? Araba galerisinde benim mutfağım mı? O zaman birlikte yapalım!”
Efe en sevdiği kırmızı renk arabalar için ayrı bir koleksiyon oluşturdu, yanına birbirinden marka arabaları koydu, antika, spor ve arazi araçlarından oluşan koleksiyonlar yaptı Elif’in mutfağıda vardı burada galeride Efe’nin yemesi için ona ocağında yemek yapıyor gibi yapıyordu. Sonra oyuncak bebeği ile servis etmeye çalışıyordu. Efe de arabalarının kapısını açıp içlerini temizler gibi yapıyordu. Daha sonra müşteriler gelmiş gibi arabayı anlatmaya çalışyordu, bu gördüğünüz araba kırmızı renkte ve bir yarış arabası motoru arkada bulunuyor ve çok hızlı gidiyor. Bunu alırsanız çok seveceksiniz diye anlatıyordu. Birlikte çok eğlenceli vakit geçirdiler artık ikisi de mutlu bir şekilde hayal dünyalarını paylaşıyordu.
