
Can, 2. sınıfa giden zeki bir çocuktu ve özellikle telefon ve tablet oyunlarına karşı büyük bir ilgi duyuyordu. Annesi, Can’ın gözlerinin dinlenmesi, daha fazla hareket etmesi ve ders çalışıp kitap okuması için sınırlar koymak istiyordu. Can, annesini çok seviyordu ve genellikle annesinin kurallarına uymaya çalışsa da, oyunlardan vazgeçmek konusunda biraz zorlanıyordu.
Bir gün, Can akşam saatlerinde gizlice tabletini eline alarak bir oyun yüklemeye karar verdi. Ancak zamanın nasıl geçtiğini fark etmedi ve karanlıkta ekrana bakmanın gözleri için zararlı olduğunu bilmiyordu. Ertesi gün okula erken kalkması gerekiyordu ve iyi bir gece uykusuna ihtiyacı vardı.

Annesi, Can’ın tabletini elinde görünce, saat 9:30 olduğunu ve şimdi uyuması gerektiğini söyledi. Uyku ile ilgili birkaç önemli bilgiyi de paylaştı. “Uyursan hem büyürsün hem de sabaha dinç ve zinde kalkmış olursun. Yorgun olmazsın, mutlu olursun” dedi. Ayrıca odanın karanlık olmasının, iyi bir uykunun yanı sıra melatonin hormonunun vücuttaki bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve hücreleri yenilediğini ekledi.
Can, annesinin bu bilgileri paylaşmasıyla birlikte uykusuna daha fazla özen göstermeye karar verdi. Odayı karanlık tutarak melatonin hormonunun faydalarını anlamış ve bu bilgiyi dikkate almaya başlamıştı. Daha iyi bir uykuya odaklanarak hem sağlığına dikkat etti hem de annesinin önerilerini daha iyi anlamış oldu.
Bundan sonra, Can annesinin tavsiyelerine daha fazla dikkat etmeye başladı. Telefon ve tablet kullanımını sınırlamak konusunda daha disiplinli olmaya çabaladı. Annenin öğrettikleriyle birlikte, her gece odasını karanlık tutarak uyumasını düzenli hale getirdi.

Can, zamanla tablet oyunlarına olan bağımlılığını azalttı ve annesinin belirlediği sınırları aşmadan eğlenceli aktivitelere yönlendirdi. Daha fazla kitap okumaya ve ders çalışmaya zaman ayırmaya başladı. Annesiyle birlikte yapılan etkinliklerle birlikte, derslerine olan ilgisi arttı ve okulda daha başarılı bir öğrenci olmaya başladı. Bir gün annesi, Can’a bir öğrencinin hayatındaki dengeyi korumanın önemini anlatarak, eğlence ve sorumluluk arasında bir denge kurmanın önemine vurgu yaptı. Can, bu sözleri içselleştirerek, oyun oynamak ve eğlenmekle birlikte derslerine ve sağlığına da özen göstermenin önemini kavradı.

Aynı zamanda kitaplarla, resimlerle ve kendi yaratıcı projeleriyle dolu bir atmosfer haline geldi. Annesi, Can’ın bu değişimini gördükçe gururlandı ve onun büyüme sürecinde sağlıklı alışkanlıklar geliştirmesinden mutluluk duydu.
Böylece, Can hem eğlenceyi hem de sorumluluklarını dengeleyerek, sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemiş ve bu alışkanlıklarıyla mutlu bir çocukluk geçirmeye devam etmişti. Annesiyle olan sağlıklı iletişimi ve rehberliği sayesinde, Can hayatına daha bilinçli ve dengeli bir şekilde devam ediyordu.