Kaya Ormanı’nda çok fazla yağmur yağıyordu. Ormanda yaşayan hayvanların kullandığı Zeytin Köprüsü adını verdiği köprü yıkılmak üzereydi. Köprü çok eskimişti; ayakta durmakta zorlanıyordu. Eskiden yaşamış olan tüm hayvanlar el birliği ile bu köprüyü kurmuşlardı. Fırtına şiddetliydi; köprüyü ayakta tutan büyük odun parçası yerinden çıkacak gibiydi. Sular taşıyor, çalılar, bitkiler ve ağaçlardan düşen odun parçaları yerlerinden kopmuş köprüye çarpıyordu. Kaya Ormanı’nda yaşayan tüm hayvanlar evlerine sığınmıştı, ellerinden hiçbir şey gelmiyordu; sadece izlemekle yetiniyorlardı, çünkü başka bir şansları yoktu. Ertesi sabah olduğunda köprüyü yıkılmış halde buldular. İki nehrin arasındaki bu köprü hayvanlar için bir geçitti. Şimdi ise ne yapacaklarını kara kara düşünüyorlardı. Kaya Ormanı’nın reisi Koca Ayı, güneşin doğuşunda toplantı yapacaktı; vakit gelmişti.
Koca Ayı, “Dostlarım,” diye seslendi, “Doğanın güzelliklerini kullanarak atalarımız bize bu köprüyü yaparak miras bırakmıştı. Biz bunu koruyamadık diye üzülmeyin; köprüyü baştan inşa edeceğiz. Hazırlıklara hemen başlayalım. Bu süre zarfında zürafalar, sizleri boyunlarının uzunluğu sayesinde karşıdan karşıya geçirecek.” Koca Ayı’nın bu sözleri Kaya Ormanı’nda yankılandı. Hayvanlar, reislerinin kararlılığı ve cesareti karşısında yeniden umut buldular. Herkes, atalarından miras kalan Zeytin Köprüsü’nü tekrar inşa etmek için iş birliği yapmaya hazırdı. Koca Ayı, görev dağılımını anlatmaya başladı: Kunduzlar ve sincaplar, güçlü ağaç dalları ve odun parçalarını seçmek ve taşımakla görevlendirildi. Ormandaki en sağlam ağaçları bulup kesmeden önce doğaya zarar vermemeye özen göstereceklerdi. Filler ise kesilen odun parçalarını toplayacaktı. Pandalar ve koalalar, planlayıp kuşlara ve maymunlara parçaları nereye koyması gerektiğini gösterecekti. Köprü tamamlanana kadar zürafalar, boyunlarının uzunluğunu kullanarak hayvanları güvenli bir şekilde nehrin bir yakasından diğerine taşıyacaktı.
Koca Ayı’nın liderliğinde tüm hayvanlar, sabahın ilk ışıklarından gece karanlığına kadar çalıştılar. Arılar, yapıştırıcı olarak kullanılacak doğal bitkiler topladı. Kaplumbağalar, köprünün temellerini sağlamlaştırmak için denizin altına taşları yerleştirdi. Yağmur dinmese bile, fırtına dünkü gibi değildi; Kaya Ormanı’ndaki hayvanlar çalışmaya devam etti.
Bir hafta içinde Zeytin Köprüsü’nün temelleri sağlam bir şekilde oturtulmuştu. Baykuş, köprüyü daha dayanıklı hale getirmek için suyun akışını engellemeyen bir tünel sistemi önerdi. Köprünün arasından su rahatça akabilecek ve köprüye baskı yapmayacaktı. Sonunda köprü tamamlandı. Tüm hayvanlar, ilk kez yeni köprüden geçmek için toplandılar. Koca Ayı, “Bu köprü sadece nehirlerimizi birleştiren bir köprü değil, atalarımızın emanetidir,” dedi. Herkes gurur duydu ve mutlulukla alkışladı. Koca Ayı, “Ben köprüden en son geçeceğim,” dedi, “Sizin emekleriniz sayesinde bu köprü yapıldı. Önce siz, dostlarım, geçin,” dedi. Herkes, Koca Ayı’nın ismine yakışır ve ormanın reisi olduğunu tekrardan görmüş oldu. En önde pandalar, zürafalar ve diğer hayvanlar dans ederek köprüden karşıya geçti.
Yeni köprü, daha sağlam ve görkemliydi. Zeytin Köprüsü’nün hatırası yaşatılmış, hayvanların iş birliği sayesinde Kaya Ormanı tekrar eski düzenine kavuşmuştu.
Ama bir problem vardı; aylar sonra yağmurların etkisiyle nehirler taşmış, denizle bağlantısı olan büyük bir kanaldan gelen yabancı deniz hayvanları, nehir boyunca köprüye ulaşmıştı. Erken saatlerde köprüde gezinmekte olan bir kunduz, köprünün ayaklarına sıkıca sarılmış bir yengeci fark etti. Yengeç, köprüyü kemiriyor ve diğer deniz hayvanları da ona katılıyordu. Kunduz hemen köprünün ayaklarını incelerken, köpek balıklarının suyun altında köprünün altındaki ahşap yapıya çarptığını fark etti. Koca Ayı’ya haber verdi. Bunun üzerine Koca Ayı, fillerden kütükler ile nehirin girişini kapatmasını istedi. Büyük kütükleri hortumlarına dolayan filler, yolu kapattı. Yengeçler, köpek balıkları ve diğer deniz hayvanları, kütükler ile yolun kapandığını düşünerek yönlerini değiştirdi ve su yükseldi; taşmaya başladı.
Geldikleri kanaldan denize ulaştılar. Filler tekrar yolu açtılar. Koca Ayı ve diğer hayvanlar kutlamak için Zeytin Köprüsü’nde eğlence düzenledi. Günün sonunda, hayvanlar yorgun ama mutlu bir şekilde köprünün etrafında toplandılar. Koca Ayı, herkese teşekkür ederek şöyle dedi:
“Bu gün bizim için bir dönüm noktasıydı. Birlikte olduğumuz sürece her zorluğun üstesinden gelebiliriz.”
Ve artık Kaya Ormanı’nda, yağmur yağsa da, fırtına çıksa da, Zeytin Köprüsü tüm güzelliğiyle orada duruyordu.