Utku mahallesindeki arkadaşı Alper’i sanal gerçeklik gözlüğü ile oyun oynamak için davet etmişti. Bu yeni cihaz oyun dünyasını değiştirmiş herkesin ilgisini çekiyordu. Utku ve Alper’in aileside bu gözlükten çocuklarına almıştı. Utku’nun annesi evde hava fritözü ile patates ve soğan halkaları kızartmıştı, yanına da ev sıkımı portakal sularını koymuştu. Çocuklar oyun oynarken bir yandan sağlıklı ve lezzetli ev yapımı atıştırmalıkları yiyeceklerdi. Utku kankası Alper’le en sevdikleri açık dünya oyununu oynamaya başlayacaklardı.
Alper evden sanal gerçeklik gözlüğünü getirmişti ve Utkuda gözlüğünü aldı. İkisi de evdeki internete cihazları bağlamıştı. Gözlüklerini takıp yan yana oturdular, ellerinde kumandalar vardı. Oyunu ikisi de baş parmağı ile kumandaya basarak başlatmışlardı. Oyunun ismi Yeni Dünyaydı.
Yeni başladıkları bu oyunda belli bir seviyeye gelmişlerdi. Oyunda kalacak yere ihtiyaçları vardı, barınma sorununu çözmeleri gerekliydi, bu yüzden ikisi de birlikte ev yapmak için odun ve kum toplamaya başladı. Etrafta aynı onlar gibi evlerinde sanal gerçeklik gözlüğü ile bağlanmış insanlar vardı. Onlarda oyunda seviye yükseltmek kendilerini oyundaki yaratıklardan korumak istiyorlardı. Oyunda bazı yerler düzlük bir araziydi, bazı yerlerde ise dağlar vardı. Oyunun içinde herkes at sahibi olabiliyordu. Atlarına bindiklerinde daha hızlı hareket edip oyun canavarlarını yok edebiliyorlardı.
Alper yeteri kadar malzeme toplamıştı, bu malzemelerin bazılarını pazarda satıp, kendilerine bir arazi alacaktı ve o arazi Alper ile utkunun olacaktı. Kimse onlardan izinsiz evlerini kıramayacaktı ve ev yapamayacaktı. Oyunun kurucuları etkinlik düzenlemeye karar vermişlerdi, oyunda gökyüzünden büyük bir balon bırakacaklardı. Bu balon patlayınca içindeki oyun içi eşyalar etrafa saçılacaktı herkes sağdan soldan toplamaya başlayacaktı.
Utku ve Alper arazilerini almışlardı, evlerini iki katlı bir şekilde yapmışlardı. Etkinliğe katılmak için hazırlardı. Oyunun yazı yazma yerinden, duyuru yapıldı 2 dakika sonra haritadaki belli bir noktaya balonu bırakacaklardı. Utku heyecanlandı Alper koş, bu balonu yakalamalıyız. Eğer yakalarsak oyundaki en güçlü karakterimizi yapabiliriz ve topladığımız malzemeleri pazarda satarak oyunda yükselebiliriz dedi. Alper de çok malzeme toplamak her yeri gezmek istiyordu ve oyun kurucuları yeri paylaştı iki büyük dağın üzerine balon düştü. Balonu uzaktan patlattılar, tüm değerli oyun eşyaları etrafa saçıldı.
Tam o sırada Utku’nun annesi geldi, çocuklar hadi getirdiğim atıştırmalıklardan yiyin dedi. Anneciğim şuan önemli bir andayız, birazdan yiyeceğiz dediler. Alper ve utku atları ile birlikte oyunun en değerli madeni olan yakut taşını gördü bununla daha güçlü yaratıklarla savaşmak için kılıç geliştirebileceklerdi. Hemen onları alacakları sırada bir anda yanlarına başkalarınında geldiğini gördüler. Utku ve Alper daha önceden yetişmişti. Ama gelen bir kaç kişiye de biraz yakutlardan verdi. Oyun içi sesli konuşuyorlardı, alan kişiler çok teşekkür etti. Yeteri kadar değerli oyun eşyaları toplamışlardı. Oyunda evlerine gidip sandıklara değerli eşyaları koydular. Pazardan aldıkları malzemeler ile değerli taşı işlemeye başladılar, kendilerine silah, zırh, miğfer yaptılar, atları içinde bir zırh yaptılar. Hava oyunda kararmıştı, bir iki saate oyunda hava aydınlanacaktı.
Hava aydınlandığında yola çıkacaklardı, ama artık dinlenme ve atıştırmalıkları yeme sırasıydı. Oyundan çıktılar, gözlüklerini çıkardılar ve atıştırmalıkları yediler. Atıştırmalıklardan sonra kaldığı yerde devam etmek için oyuna girdiler. Herkes Alper ile Utku’yu konuşuyorlardı. Çünkü zırhları ile arenaya girmişlerdi herkes onların süper teçhizatlarını görmüşlerdi. Arena da farklı oyun için yaratıklarla savaştılar en yüksek ödülleri topladılar. Alper’in annesi aradı eve çağırıyordu, Alper’in eve gitme vakti gelmişti. Utku arkadaşıyla vedalaştı ve birlikte güzel vakit geçirmiş oldular.